Köşe Yazarı Emre / Emre UÇAR / Çağlar boyu devam eden evrim
gelişmeleri hız kesmeden değişimine devam ediyor. İlk insanlardan bu yana
çoğalarak hızla kalabalıklaşan insanlar ortak paydalarda buluşmak için çağlar
boyunca mücadele etmiştir. Toplumlar, ardından milletler yavaş yavaş şekillenirken
artık tek tiplilik yerini toplumlar arası diyalog sürecine bırakmıştır. Dünyada
çok kültürlü bir yapı bugüne dek yerini anca koruyabilmiştir. 21.yy`la
değin taşlar yerine anca oturmuş fakat yabancılaşma bir türlü bir adım öteye
gidememiştir. Nice köşe yazarı, akademisyen bu konular hakkında
sayısız makaleleri vardır. Şimdi de biz bu sürece kendi ülkemizin penceresinden
bakalım.
Biz çok kültürlü bir toplumun gençleri olarak
öncelikle bu zenginliğimizden gurur duyuyoruz. Çünkü farz edin ki bir resim
yapacaksınız ve paletinizde tek bir renk ile mi yoksa 7–8 renk ile mi daha
güzel bir tablo yaparsınız? İşte Türkiye zengin bir renk ağı içeren paletten
yapılmış çok değerli fakat her zaman için karşıdan bakıldığında bir bütünü
temsil eden TEK bir tablo ve biz gençlere düşen ise de bu eseri gözümüz gibi
korumak ve değişmesine ya da değiştirilmesine asla izin vermemek.
Öylesine şanslıyız ki yıllardır bu tabloda hep
dış ülkelerden gelen renkleri de gördük ama tanıyamadık. Şanslıyız dedim çünkü
belki onlar sokaklarında dolaşan bir Türk görmemişlerdir ama biz Arap olsun Rus
olsun Alman olsun Japon olsun İngiliz olsun birçok milletten kişiyi görme
şansına sahip olduk ve hep özendik onlara. Fakat onları hep YABANCI olmaktan
öte bir yer koyamadık zihnimizde, onlarla aramızda tabular oluşturduk bu
yüzden. Ne onlar bizi anladı ne de biz onları.
Avrupa Birliği şimdi bu kozmopolit dünyayı
etkileşim içerisine sokmaya ve TEK bir dünya oluşturmaya çalışıyor. Her bir
ülke farklı tatlara sahip bir meyve ve onlar tüm meyvelerden leziz bir meyve
salatası yapmaya çalışıyor. Bu meyve tabağında yer almak bizim için yıllardır
keşfedilme imkânı bulmamış kültürel zenginliklerimizi ifade etmek için büyük
bir şans olduğu gibi yıllardır bizden çok farklı olduğunu düşündüğümüz `yabancı`
ları da `ötekileştirmekten vazgeçmemizi sağlayacak. Artık onları bizimle
eşdeğer konumda nitelendirmeye çalışacak ve aramızdaki tabuları yıkıp onları
benimsemeye çalışacağız.
Avrupa Birliği 2008 yılını kültürlerarası
diyalog yılı ilan etti ve köklü çalışmalar yapıyor ve daha fazlasını da yapmayı
planlıyor. Bu çalışmalar sayesinde biz gençler Avrupa birliğinin öncülüğüyle
biz gençler bütün dünyada tüm insanlık adına TEK bir tablo çizmeye çalışacağız.
Ben inanıyorum ki bu tablonun ressamları olacak olan biz gençler insanlık
tarihinin barış ve sevgi adına en köklü adımını atacağız. Eğer başarılı olursak
pahası biçilmez bir tablo ortaya koyacağız. Köşe Yazarı / Emre
UÇAR